PRIMUM Blog, PRIMUM Dergisi Editör Takımı ve Kapasite Geliştirme Departmanı tarafından oluşturulan ve yayınlanan bir blog sayfasıdır.
Yaşatmak İçin Yaşamak
Umut.. Bir hastanın gözündeki umut ışığı olabilmek, yaşama aracılık edebilmek. Bunlar değil mi aslında bu mesleği seçme sebeplerimiz, durmadan öğrenmemiz, öğretmemiz? Peki yaşatmak için uğraşan bizler neden ölümün eşiğine geliyoruz, neden sınırlarımız zorlanıyor, insanlığımız hiçe sayılıyor? … Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ” Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.” Biz de mesleğimizi en verimli şekilde icra edebileceğimiz şartları hak ediyoruz. …
Yazar: Müşerref ÜLKER, EMSA Gazi
Devamını okumak için tıklayınız.
Rümeysa Kalbimizde
‘’Rümeysa Berin Şen, 25 yaşında ve Kadın Doğum Kliniğinde asistan doktor olarak çalışıyordu ve trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Zonguldak Alaplı’daki köyünde toprağa verildi. Kaza, Çankaya ilçesi Ahlatlıbel Mahallesi Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz Bulvarı’nda meydana geldi. Hastanedeki nöbetinin ardından evine gitmek için yola çıkan Rümeysa Berin Şen’in kullandığı otomobil, yol kenarında duran kamyona çarptı. Hurdaya dönen otomobilde sıkışan Şen, hayatını kaybetti. Güvenlik kamerasına yansıyan kazanın ardından gözaltına alınan kamyon sürücüsü ise işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.’’ …
Yazar: Enes YÜCEL, EcoEMSA
Devamını okumak için tıklayınız.
36 Saatlik Nöbetlere Farklı Açılardan Bir Bakış
Sağlık çalışanlarının uzun çalışma saatleri, sağlık sisteminin en büyük problemlerinden biridir. Uzun çalışma saatleri hata oranlarını %50 ila %300 arasında artırmakta(1) ve bu durum kamu sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır. Aynı zamanda aşırı çalışma sağlık çalışanlarının psikolojik durumlarını da etkilemekte ve tükenmişlik sendromuna girmelerine de sebep olabilmektedir(2). Sağlık çalışanlarının uzun çalışma saatlerini düzenlemek adına farklı ülkelerde çeşitli önlemler alınsa(3) da ülkemizde bu konu hâlâ önemli bir sorun teşkil etmektedir. …
Yazarlar: Altan Berdan BOZDOĞAN, Ecenur AYDOĞMUŞ, Merve KARAKOÇ, Mona BAHOUR, Zeynep Sude TOPALLI, EMSA Akdeniz
Devamını okumak için tıklayınız.

Bilinçaltımızı Tanıyalım
İnsan beyni üzerine yapılan ve yıllardır süren araştırmaların ortak kanılarının arasında insan beyninin ne kadar mükemmel olduğu ve hakkında bilinmeyen daha çok şey olduğudur. Beyin gücü incelendiğinde %5’inin bilincin, geri kalan %95’inin ise bilinçaltının etkisinde bulunmuştur. Peki beyin gücünün neredeyse tamamını oluşturan bilinçaltı nedir, insan hayatını nasıl etkiler?
Yazar: Ahmet Kayhan Korkusuz, Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi

SAMURAY “ADRENALİN” MUCİDİ
JOKICHI TAKAMINE
ADRENALİN YA DA SERATONİN?
Bulunan ilk hormon hangisidir? Birçok tıbbi makalede dahi bulunan ilk hormonun sekretin mi adrenalin mi olduğu hala tartışmalıdır, çünkü 1899 yılında bilim insanları Starling ve Bayliss, yemekten sonra duodenum’da harekete sebep olan, aslında seratonin etkilerini gösteren(o zamanlar ne olduğu bilinmeyen), bir “kimyasal madde” den kaynaklandığına dair bir fikir ortaya attılar. Çalışmaları deney yöntemiyle 1902’de tamamlandıysa da(1) Starling’in keşfettiği bu kimyasala “hormon” adını vermesi 1905’i buldu…
Yazar: Esma Gözüngü, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi

HIV/AIDS ve Ergenlik
HIV (İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü) adından da anlaşılacağı üzere insan bağışıklık sistemine saldırır ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar. AIDS ise HIV’in tedavi edilmediği durumda görülen, ileri aşama hastalıktır. Bağışıklık sistemini ciddi şekilde zayıflatır, tedavi edilmezse ölüme sebep olabilir. Başka bir deyişle HIV virüsün ismiyken AIDS, HIV’in yol açtığı ve HIV ile enfekte olduktan sonra gelişen durumdur. HIV taşıyan kişi AIDS olmak zorunda değildir fakat AIDS tanısı almış birisinin HIV taşımaması mümkün değildir…
Yazar: Murat Özkan, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

Bipolar Picasso
Tarih boyunca akıl hastalığı ve sanatın yakın bir bağlantısı olmuştur. Akıl hastalığından muzdarip veya acı çekmiş birçok sanatçı, duygularını veya sorunlarını işlerine dönüştürür ve bundan büyük ölçüde etkilenir. Yirminci yüzyılın en etkili sanatçılarından biri olan Pablo Picasso’nun bipolar bozukluk hastası olduğu düşünülüyordu. Picasso’nun bir sanatçı olarak hayatında, renklerle, resim ve sanat eserlerinin üslubuyla duygularını sanat eserine çevirdiği uzun dönemler oldu. 1901-1904, Picasso’nun “Mavi Dönem”i (Blue Period) olarak tanımlandı ve mavi renk soğukluk, sefalet ve umutsuzluk duygularını ifade etmek için özel olarak seçildi…
Yazar: Özlem Altun. Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi