ADRENALİN YA DA SERATONİN?

Bulunan ilk hormon hangisidir? Birçok tıbbi makalede dahi bulunan ilk hormonun sekretin mi adrenalin mi olduğu hala tartışmalıdır, çünkü 1899 yılında bilim insanları Starling ve Bayliss, yemekten sonra duodenum’da harekete sebep olan, aslında  seratonin etkilerini gösteren(o zamanlar ne olduğu bilinmeyen), bir “kimyasal madde” den kaynaklandığına dair bir fikir ortaya attılar.  Çalışmaları deney yöntemiyle 1902’de tamamlandıysa da(1) Starling’in keşfettiği bu kimyasala “hormon” adını vermesi 1905’i buldu.

Adrenalin hakkında ise Dr. George Oliver ve Dr.Edward Albert Schäfer tarafından yapılan bir dizi çalışma sonrası etkilerini gösteren bir makale  1895’ senesinde yayınlansa da 1901 yılında kahramanımız Takamine tarafından tamamen saflaştırılıp 1902’de The Journal of Physiology’de yayınlanmıştır(2). (Sekretin ise 1960’lı yıllara kadar kadar saflaştırılamamıştır.)

Peki “ilk hormon” konusunda sizin seçiminiz nedir? 

Siz bunu düşünürken adrenalinin keşif sürecine Takamine ekseninde bakalım.

Jokichi Takamine kimdir?

Takamine, 1854 yılı bahar aylarında; Japonya’nın Amerika ve bazı diğer ülkelerle ilişkilerinin iyileşme sürecine girdiği zamanlarda, ünlü bir doktor babanın şanslı bir bebeği ve 13 kardeşin ilki olarak Takaoka’da doğdu. Bir dizi eğitimden ve dil öğreniminden sonra babasının izinden gitmek adına tıp fakültesine giden Jokichi, Kimya’ya duyduğu ilgi sebebiyle tıp fakültesini bıraktı ve mühendislik eğitimi için Tokyo’ya taşındı ve College of Science/Engineering’e kaydoldu.

Daha sonra bir dizi İskoçya, İngiltere ve Amerika gibi bilim maceraları sonucu ülkesine hizmet etmek adına Japonya’ya geri döndü. Takamine buralarda gübre ve alkol üretimi gibi konularında da uzmanlaşmış ve bir yandan Amerikalı bir askerin kızına aşık olmuştu. Birkaç sene içerisinde tekrar Amerika’ya gitme kararı alan Takamine, bu defasında tek kişi değil aile olarak Amerika’ya gitti.

Hasta, bitap ve parasız düştüğü zamanlardan sonra toprak bilgisine ek patent, içki üretimi ve kimi enzimlerle ilgili edindiği bilgiler, çalışma deneyimi ve yaptığı araştırmalar sonucu yine karaciğer rahatsızlığı sebebiyle hastanedeyken bir sonraki fikrini, kendisini milyoner edecek ve geleceğini tamamen güvence altına alacak fikrini ortaya attı. Alkolün geliştirdiği buğday kepeği enzimiyle çok daha ucuz ve rahat üretilebildiğinden alkolün daha maaliyetsiz yoldan elde edildiğinden korkan bazı üretimciler birlik olup Takamine’nin laboratuvarını yaktılar.

 Tüm bunlara rağmen Takamine, “buğday kepeğinden” alkolün elde edilmesi amacıyla 1894’te bir patent başvurusunda bulundu ve “Japon Takamine bir mucittir ve sırrını güvene satar” gibi pazarlamalarını yaptı.  Sulu alkol kullanarak buğday kepeğinden amilaz türetmesi için ABD tarafından kendisine patent verildi.Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir mikrobiyal enzime ilişkin ilk patentti. Bu enzimin patentinde, “nişastayı şekere dönüştürme gücüne sahiptir.” notu düşülmüş ve bu patent, bir sindirim enzimi olan Taka-diastaz’ın üretiminde de baz patent olmuştur. Takamine, bir ilke daha imza atıp 1894 yılında, enzimlerin teknik olanaklarını kalıplardan anlayan ve bu tür enzimleri endüstriye sunan ilk kişi olmayı da başarmıştır.  Sonuçta ortaya çıkan ilaç “Takadiastase”, dünyanın ilk ticari hazımsızlık ilacı oldu ve bu sayede Takamine, aşırı zengin biri olarak 1900’de özel bir laboratuvar kurdu: Artık kendisini bilime ve salt araştırmaya adamak için finansal özgürlüğe sahipti ve adeta kendini adrenalin elde etmeye adadı. 

Bazı kimyagerler maddeleri özütlemeyi başarsa da bu ekstartlar yeterince saf olmuyordu bu nedenle de tedaviler iyileştirici değil, hatta daha tehlikeli hale geliyordu. Dr. John Abel de sorunu araştırmıştı, bu yüzden Takamine, 1899 yazında yöntemlerini sormak için asistanıyla beraber onu defalarca ziyaret etti ve adrenalinle ilgili araştırmalarını ilerletti. Sonuç olarak Dr.Abel ve asistanı Keizo Uenaka’yla beraber koyun ve öküzün adrenal bezlerinden kristal formda saf adrenalin elde etmek için bir yöntem geliştirdiler. Saf biçimde izole edilen ilk hormon unvanını kazanan adrenalin, o dönemde tıp dünyasında da müthiş bir sansasyona sebep olmuştur. Takamine, Kasım 1900’de patent için başvurdu ve bu patent onu saflaştırılmış bir hormon üzerinde patent sahibi olan ilk kişi yaptı. Bir yandan bu patent sahibini de bir ilk haline getirirken doğada var olan bir hormonun patentlenip patentlenemeyeceğine dair birçok tartışmaya konu olsa da karar Takamine’nin lehine oldu ve Takamine patentine kavuştu.

Ertesi yıl bazı bilimsel kuruluş ve dergilere bildiriler yazdı ve “Adrenalin” kelimesini ticari marka olarak kullanma hakkı kazandı.

Takamine, artık eskisinden de ünlü ve zengindi. Japon ve Amerikalılar tarafından ortak ve ayrı ayrı kendisiyle ilgili birçok biyografi yazıldı, daima barışçıl ve neşeli bir dahi olarak anıldı. Japonya İmparatoru tarafından “Yükselen Güneş Nişanı”yla onurlandırıldı.

Uzun bir süredir karaciğer hastalığıyla savaşan Takamine, hastahanede, ölümünden bir buçuk ay kadar önce hayatında eksik hissettiği tek şeyin tanrı inancı olduğunu söyleyerek din değiştirdi. Temmuz 1922’de başta Japonya ve Amerika’da meşhur biri olarak öldü, naaşını 300’ü aşkın çiçek parçalarıyla Amerikan ve Japon bayraklarıyla defnedildi fakat ne yazık ki vasiyetlerinin ikisi de yerine getirilmedi(kadavra olarak kullanılması mümkün olmadığı takdirde yakılmaktı). Kendisinin bilim dünyasında bıraktıkları ise hala tüm bilim insanlarınınki gibi aramızdadır. 

Ben de yazımı kendisiyle ilgili yazılan birçok makalede olduğu gibi John Houston Finley’nin Takamine’yi anlattığı “Jokichi Takamine:Amerika Başarılarının Kaydı” kitabındaki şiiriyle sonlandırmak istiyorum:

Born Samurai, a Far East Knight, 

He yielded his two swords to fight 

With science’ weapons man’s real foes 

To lengthen life and stanch its woes. 

Dr John Houston Finley

  1. Bayliss, W.M. and Starling, E.H. (1902) On the causation of the so called “peripheral reflex secretion” of the pancreas. Proceedings of the Royal Society, Sayı 69, 352–353
  2. Dr. Rao Y. Surampalilli, The First Hormone:Adrenaline, Trends in Endocrinology & Metabolism, Haziran  2019
  3. Hajime Kawakami 1928, s.6-8

Fotoğraflar http://www.jokichi-takamine.com ‘dan alınmıştır.

Ayrıca daha fazla bilgi için Yi Rao tarafından yazılan “The First Hormone:Adrenaline”, Tetsumori Yamaha tarafından kaleme alınan “Jokichi Takamine (1854-1922), The Samurai Chemist, and His Work on Adrenalin” ve son olarak da C.M.Ball ve P.J. Featherstone’un birlikte yazdığı “The early history of adrenaline” makalelerine bakmanızı öneririm.

 

Yazar: Esma Gözüngü, EMSA İstanbul Medeniyet

KAPAT